NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ يَحْيَى
أَبُو
الْأَصْبَغِ
الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدٌ
يَعْنِي
ابْنَ
سَلَمَةَ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَجُلًا مِنْ
مُزَيْنَةَ يُحَدِّثُ
سَعِيدَ بْنَ
الْمُسَيِّبِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ زَنَى
رَجُلٌ وَامْرَأَةٌ
مِنْ
الْيَهُودِ
وَقَدْ
أُحْصِنَا
حِينَ قَدِمَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
الْمَدِينَةَ
وَقَدْ كَانَ
الرَّجْمُ
مَكْتُوبًا
عَلَيْهِمْ
فِي التَّوْرَاةِ
فَتَرَكُوهُ
وَأَخَذُوا
بِالتَّجْبِيهِ
يُضْرَبُ
مِائَةً
بِحَبْلٍ
مَطْلِيٍّ
بِقَارٍ
وَيُحْمَلُ
عَلَى
حِمَارٍ وَجْهُهُ
مِمَّا يَلِي
دُبُرَ
الْحِمَارِ
فَاجْتَمَعَ
أَحْبَارٌ مِنْ
أَحْبَارِهِمْ
فَبَعَثُوا
قَوْمًا آخَرِينَ
إِلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالُوا
سَلُوهُ عَنْ
حَدِّ
الزَّانِي
وَسَاقَ
الْحَدِيثَ
فَقَالَ
فِيهِ قَالَ
وَلَمْ
يَكُونُوا مِنْ
أَهْلِ
دِينِهِ فَيَحْكُمَ
بَيْنَهُمْ
فَخُيِّرَ
فِي ذَلِكَ
قَالَ فَإِنْ
جَاءُوكَ
فَاحْكُمْ
بَيْنَهُمْ
أَوْ
أَعْرِضْ
عَنْهُمْ
Ebû Hureyre (r.a) şöyle
demiştir:
Rasulullah (s.a.v.),
Medine'ye geldiğinde, Yahudilerden, muhsan olan bir erkekle bir kadın zina
ettiler. Tevrat'ta onlara recm emredilmişti. Onu terkettiler ve eşeğe ters
bindirme cezasını koydular, zina edene, kara sakızla boyanmış bir iple yüz kez
vurulur ve yüzü eşeğin arkasına gelecek şekilde eşeğe bindirilirdi.
Yahudilerin
bilginlerinden bazıları toplanıp, başka bir gurubu Rasûlullah'a gönderdiler
"Ona zina haddini sorun..." dediler.
Ravî (Ebû Hureyre)
hadisin devamını zikretti ve "Onlar, Rasulullah'ın dinine mensup
değildiler ki onlar arasında hükmetsin. Onun için Rasûlullah muhayyer
bırakıldı." dedi. Cenâb-ı Allah şöyle buyurdu:
"Eğer sana
gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir."[Mâide 42]